Galatasaray ve Fenerbahçe'nin Şampiyonluk Mücadelesinde Sporun Gerçekleri Göz Ardı Edilmemeli
Galatasaray ve Fenerbahçe'nin şampiyonluk mücadelelerinde, sporun içindeki gerçekler unutulmamalı. Gezi Parkı olaylarının günümüzle benzerlikleri ve sporun kötü emellerle kullanılma riski ele alınıyor.
Galatasaray ve Fenerbahçe'nin Süper Lig'deki şampiyonluk serüveniyle 'oyalanırken' futbol başta olmak üzere, sporun içindeki gerçekleri, takımların içerisine sızan ve sportif faaliyetlerin altına 'dinamit' koymak isteyenlerin göz ardı edilmemesi gerekiyor.
2013 yılında gerçekleşen 'hain' Gezi Parkı olaylarının günümüze yansıması, bazı sanatçı ve oyuncu menajerliğini yapan ismin "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüse yardım etme" suçundan tutuklanmasıyla yine gündeme geliyor.
Eğitim, kültür, sanat kadar sporun da, çocuk ve gençler başta olmak üzere kitleleri peşinden sürüklenme gerçeği asla göz ardı edilmemeli. Gezi Parkı olaylarında futbol takımların 'formalarını' kendilerine 'maske' edinen 'terör' severlerin, kesilen birkaç ağacı bahane ederek Taksim'deki hain kalkışmanın içerisinde yer almaları unutulmamalıdır.
Eğer gerekli dersler çıkarılmazsa, o sürecin uzantılarının her fırsatta kötü niyetlerini hayata geçirmek için fırsat kollayacaklarından emin olabilirsiniz. 2013'teki bir olay bugüne taşınıyor ise, içindeki süreçten halen beslenenlerin varlığını kabul etmeliyiz. Geçmişten ders alınmalı ki, ülkemizin birlik ve beraberliğine kastedilmesi anlamına gelen hadiseler bir daha yaşanmasın.
Bu süreci o tarihlerde "gezi zekâlı" oyun diye adlandırmış, "2013'te spor adına neler yaşandı?" diye sormuştuk. Sosyal paylaşım sitemde hep şunu söylerim; sadece aklınız yetmez, doğrular adına bazen vicdanınızla da 'sörf' yapın. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş gibi takımların taraftar gruplarının içine sızan provokatörlerin 'tribünleri' ve sahadaki 'futbolu' kötü emellerine alet etme çabaları unutulmamalıdır.
Ülkemizi olduğu gibi Türk Sporunun kaosa sürüklenmesi istenmiyorsa, alçakça oyunun figüranlarını iyi tespit edip camialardan uzaklaştırmak kaçınılmaz bir gerçek. Hep söyleriz ya, 'Bizim hayatımızdaki spor, milyonları peşinden sürükleyen 'uyutma' değil, 'uyandırma' aracıdır.' Yapılan her olumlu veya olumsuz gelişmeyi bu sütunlara taşımak görevimizdir.
Önemli olan bizim bu sınavdan nasıl bir derece ile geçeceğimizdir. Birileri halen Gezi Parkı olaylarının sıcaklığını koruma çabasında olsa da, azınlığın bu saçmalıkları karşısında her defasında tepkisini ortaya koyan milyonlar var. 2013 yılında yaşanan olaylar, günümüzde yeniden gündem oluyor ve üstüne üstlük tutuklamalar da gerçekleşiyorsa, anlatılmak istenen ve yazılan doğrular demek ki boşa değil. Sporun içindeki gerçeği göz ardı etmemeli ve önlem almak zorundayız.
Sporun kötü niyetlilere alet edilmemesi için art niyetli anlayışa karşı ilgili kurumlar topyekûn savaş açmalı ki, toplumun huzurunu bozabilecek hain kalkışmaların önüne geçilebilsin. Önlem alması gereken makamlar arasında Gençlik ve Spor Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve diğer ilgililer yer alıyor.